entry'ler (127)

janet ve jak esim

"Yo Era Ninya" adlı parçayı dinlemeyenin hayatında bir parçası eksiktir.

işler güçler final bölümünde çalan yabancı parça

http://www.youtube.com/watch?v=j6oXapYs5H8

Sizi kurtarayım dedim gençler.

ismi de bu: Virgil Howe & Nicholas Ryness - 12 Bar Heart A

Zorunlu edit: 2008'den beri sözlüğü sırf bunun için girdim. Umarım faydası olur. Öpt.kib.by

facebook kullanan kızlar

(bkz: sevgilisi olup hala facebook kullanan kızlar)...cehennemde yanacaksınız! *

hotel california

uzun tartismalar sonucu ortak karara vardigimiz hikaye sudur efenim:

hotel california denilen yer hollywood'tur...cunku hollywood 1969 yilindan itibaren ataga gecmis bir memlekettir. sarkida bahsedilen butun vukuatlar hotel california'da yani hollywood'ta vakti zamaninda olan seks-uyusturucu-alkol uclemesidir. malum 60larin sonu ve hippi gencligi. bu sarki hollywood'a karsi bir haykiristir, direnistir. sarki da gecen colitas bir cesit uyusturucudur ve meksika'ya aittir. hollywood'ta meksika'ya yakindir.

aşık kız

1.tanım: aşk denilen, dünyanın en güzel ama bir o kadar acı olan kavramına kendini kaptırmış dişi kişidir.

2.tanım: facebookun en yeni trendy, gözdesi.

1.tanımdaki dişi kişiye saygımız sonsuzdur. şimdi 2.tanıma gelelim:
evet ben de facebook denilen popüler kültürün bir parçasıyım. şerefsizim sözlüğe girdiğimden daha çok giriyorumdur. neyse. bir gün geziniyorum hacılar; bir arkadaşım bir mesaj yollamış. "al izle, aynısını sana ayarlayacağım" diye. izledim. izledim. yüzümde gram mimik, içimde de zırnık kadar duygu yok. sonra oturdum. düşündüm. "ergen bir kişinin, cinselliğe olan açlığını gidermesi için yaptıkları" tarzı bir psikanaliz düşünce geldi; şu cücük kadar aklıma. çılgın bir kişilik adeta. hele o sakız çiğneyişi yok mu?. oouuuşşş...tekrardan; neyse. bir kaç videosunu daha izledim. ilk başlarda tek kaş olan şahıs sonraki videolarda kaşları aldırmış. sonra dayanamamış, ip gibi bırakmış kaşları. makyaj yapmayı öğrenmiş. sınıfta ilk okumayı söken kişi oymuş. bir doktor kendisinin tıp okuduğunu zannetmiş; tıbbi bilgilerinden dolayı. falan da filan. oh da oh. hatun 1 milyoncular gibi. ne ararsan var. bunlar benim "avını süzen aslan" gibi durumumdan kaynaklanmıyor. kendi demiş. mütevazi bir kişilik anlayacağınız.

http://www.facebook.com/p...Ak-Kz/112119239866?ref=mf

ereksiyon

her ereksiyon cinsel isteği simgeleyen bir hal değildir. örnekleyelim:

1. vücut uyanmadan önce, beyin vücuda "uyan ulan" sinyali gönderir. bu sinyallerde bir çok sinirin toplanmış olduğu penis ucunda toplaşır, kan akışı hızlanır. ve sonuç: sabah ereksiyonu. bu sabah ereksiyonu denen meret non-stop olur. illa rüyada bir şeyler görmek gerekli değildir. saklamaya gerek yok. yalnız o şekilde de ev içinde dolaşma derim; ben.

2. penis ve testisler vücut dışındadır. bunun nedeni de spermlerin vücut ısısına karşı olan hassasiyetleridir. bu durumdan mütevelli, kışın "b*k donduran hava" diye tabir edebileceğimiz hava sıcaklıklarında penisin zarar görmemesi için penise yine kan akışı hızlanır. bu sırada yine ereksiyon olunur. ama sorun yok, üstümüzde kaban, mont vs. olduğu için görünmez.

3. otobüs, tren gibi toplu araçlarda oluşan ereksiyon: bir tren yolculuğunu ele alalım. tren, raylarda giderken bir metronom edasında "tak tak, tak tak" diye sesler çıkarır. bu seslerden dolayı hormonların salgılanması artar. alın size bir ereksiyon daha. kaçma yöntemi; bacak bacak üstüne atılır.

4. slip don yüzünden oluşan ereksiyon: slip diye tabir edeceğimiz; argo dilde kamyoncu donu diye tabir edilen; küçükken herkesin giydiği, büyüyünce ise tercihen giyilen donun penis üzerine baskı yapmasından dolayı oluşur. yukarıda belirtildiği gibi penis ucunda sinirler toplandığından dolayı bir ereksiyon faciası daha oluşur. sıkıntılıdır. acı verir. kısa sürer. zaten doktorlar slip don giymeyin diyor. zarar veriyormuş. testislere ve penise. onların yalancısıyım.

5. cinsel istekle oluşan ereksiyon. bunu açıklamayalım artıkın.

eskisehirli rock gruplari

siyah beyaz, kaset (eski mr.hyde'dan kopma), senkron ve vale.

edit: episode 13'ini de unutmamak lazım.

günün tek cümlelik özeti

"Aşk'ı, Aramaktan vazgeç demiyorum, bulmaktan vazgeç..."

not: cümle sonundaki 3 nokta cümlenin devamını nitelemiyor. hayat, devam ettiği sürece her saniyemiz; sonu 3 noktalı bir cümle. bu hayat bitince, cümlemize nokta koyacağız.

büyük boy prezervatifin kısa gelmesi

büyük ihtimal kullanma kılavuzunu okumayan erkektir. kola değil başka yere takılacak.*

fatih mehmet botsalı

selçuk üniversite'si bünyesinde bulunan teknokent a.ş.'nin yönetim kurulu başkanlığı görevini yapmaktadır. ünvanı prof. dr.'dur. vakti zamanında konya şeker fabrikasının danışmanlığını yapıp; kalite yönetim sistemini kuran kişidir. süper bir ingilizcesi ve aksanı vardır. bu adamın dersinin alırsın zar zor cc* ile geçersin. yalnız hiç bir şey demezsin. öyle sevdirir kendini. fıkraları süperdir. hele ki sınıf sırf erkeklerden oluşuyorsa bel altı ince esprileri ve fıkralarıyla eğlendirir. referansları çok sağlamdır. bir referans mektubuyla pat odtü'de bulursunuz kendinizi. hatta istanbul arçelik a.ş.'nde sorgusuz, sualsiz ve sınavsız staja başlarsınız. ayrıyetten, volvo s60'ı bulunmaktadır. 3 ayda bir laptop'ını yeniler.* ana dili gibi ingilizcesinin yanında japoncası da vardır. ki japonya'daki bazı şirketler tarafından misafir mühendis olarak çağırılır. öğrencisine kelek yaptığı ve öğrencinin de ona saygısızlık yaptığı görülmez. dersin önemli noktalarını özet olarak aktarır. dersini dinlemek yeterlidir. ezberi eğitimden çok mantıksal eğitimi savunur. şefik bilir ile birlikte odtü makina mühendisliği eğitiminin birebir aynısın uygulamasını sağlamıştır. ülkemizin torpille değil de zekasıyla para kazanıldığını kanıtlayan kişilerdendir. paranız kalmadığında yanına gidip "hocam zor durumdayım. bana bir miktar borç verebilir misiniz?" dediğinizde; seve seve borç verir ve karnınızı doyurmadan odasından yollamaz. **. kendi dersini alan son sınıf öğrencileri için mezun oluyorlar diye, son dersinde bir kokteyl düzenlemiştir.

--spoiler--
standardization dersini almak bulunmaktayım an itibariyle. bir küçük anı.

cakicakmak: hocam, ilerde bu mesleği yapmak istiyorum.* danışmanlık şirketi türü bir hayalim var. piyasaya hakim; kendisi öğretim görevlisi olan bir tanıdık ve arkadaşımla ortak iş kurmak istiyoruz. sanayi çevremizde geniş. ne dersiniz?

fmb: en az 10-15 yıl iş deneyimi yap öyle atıl derim. çünkü, sanayi gariptir. iso 9001'i patronun parayla alır. haksızdır. ses çıkartamazsın. bir ço kişinin k*çını yalamak zorunda kalırsın. devir eskisi gibi değil. en iyisi sen atılma. ortamın huruspusu olursun.

cakicakmak: peki, hocam. *
bugün itibariyle* standardization final sınavı vardır. hayde bakalım hayırlısı.
--spoiler--

rebab

"rebab, tek tel uzerinde çalınan bir sazdır; birinci pozisyon kullanılmaz. 1.tel rast,2.tel yegâh ve 3. yani en kalın tel de kabarast'dır;yani 1.telin bir oktav pestidir.Bu tel bazen çalınan makama göre dugâh perdesine de çekilir."

kaynak: "rebab tellerinin, verdiği notalar nedir?" soruma karşılık http://www.rebab.net sitesinin yetkililerinden aldığım cevaptır.

ünlü film yönetmenleri

(bkz: quentin tarantino)

kacsantim com

(bkz: http://www.skiciyiz.biz)

--spoiler--
hacılar, bu kayakçılar bir garip be.*
--spoiler--

evleninceye kadar seks yapmayan erkek

sadece müslüman olması şart değildir. örf, adet, gelenek görenek tarzı şeylere de bağlı olmayabilir bu er kişi. sadece kendi doğruları için yaşamaz cinselliği. cinsellik onun için 3.-4. hatta 5. planda bile olabilir. normaldir. homoseksüel bir yaklaşım veya iktidarsız bir yaklaşım değildir. cinselliği bir penis veya vajinanın birleşiminde oluşan sıvı kaynaşması olarak görmez. cinsellik onun için ruhun birleşmesidir. bir kadın nasıl kendini saklıyorsa, sevdiği veya seveceği erkeği için. o da kendini bir gün ulaşacağı kadınına saklıyordur. bir çok kişi tarafından anlaşılmıyor olabilir bu durum. yalnız eminim ki o kişiler de anlasınlar diye cebelleşmiyordur.

dansa ilgi duyan erkek

(bkz: zeybek)

tanım: dans türlerini yapan, uygulayan veyahut yapmak isteyen er kişilerdir.

spoiler içinde yazılanlar kişiseldir:

--spoiler--
bu bakınız şimdi kuru kuru kaldı. içim rahat etmedi be hacılar. alışkanlık olmuş uzun uzun yazmak.

şimdi halk oyunları da bir dans türüdür. zeybek, atalarımızdan kalan bir yâdigardır. şimdi hacı düşün, o bıyıklı mıyıklı adamın içinde efemine bir duygu nasıl bulanacak? "uy uşaam" diye horon tepen karadenizlimizde o efemine duygu nasıl bulanacak? elbette vardır kırık tipler tabiri caizse. yalnız birdir ikidir.

batıdan aldığımız bazı dans türlerine gelirsek. tango, direkt erkil bir danstır. dişi kişi, er kişiye göre figürlerini yapar. he tamam dar pantalon falan giyiliyor da niye arkadan bakıyorsun. bir de önden bak. tamam göt karpuz gibi meydanda ama ön tarafta da böyle kabına sığmayan bir şey var.*

heh bu bir sazan avı ise; en aynalı sazanı benim bu sözlük camiasının.
--spoiler--

birinci vitesle 220 km yol gitmek

tanım: bir zatın, 1. vites ile 220 km yol gidip motoru ağlatmasına sebep olan durum.

şimdi 1.vitesle gidersin de kaç günde* gidersin orası karışık işte. 1. vites ile maksimum 20 km/h hız yaparsan*; 11 saate denk gelir ki o da sabit hızla olur ancak. ki hızı, sabit hızda tutarsan zaten insan değilsindir.* yolda da yol değildir.* yalnız sen 1. vites ile 60-70 km/h hıza varacak bir şey yapıyorsan; ilk başta o arabanın elini öperim. malum kolay değildir o viteste o hızlara çıkmak. çıksa bile 220 km/h hızda azıcık benzin harcamak. sonra da döner sana bir şamar yalatırım: "yapılır mı bu bre zındık, bu arabaya? akülü araba mı la bu?" diye. parayı verip el altından alırsan otomatik viteste ehliyeti böyle olur işte a hacı. kimden ötürü bu durum?

ayrıyetten: (bkz: dostum linkler kırık)
(bkz: bir el atıverirsen sevinirim)

rakı içme sanatı

RACON 1: Rakı sofrasında yaşça büyük ehlikeyfe saygıda kusur etmemek için kadehini onun kadehi altına tokuşturacaksın.

RACON 2: Yaşça en büyük kişi kadehini kaldırmadan rakı kadehleri sofradan kaldırılmaz.

RACON 3: Kadehe önce rakı, sonra su, sonra buz konur. Sıra bozulursa anason kadehin üstüne çıkar, rakının tadı kaçar.

RACON 4: Rakıyı kadehe çevire çevire dökmeli ki anasonun nefis kokusu etrafa dağılsın.

RACON 5: Her rakı içilmez, her muhabbet çekilmez, her sofrada demlenilmez.

RACON 6: Semaverin üstündeki çaydanlıkta demlenen çay gibi ağır ağır, sindire sindire demlenilir.

RACON 7: Adabıyla içenler, rakıyı özenle hazırlanmış az miktarda mezeyle içerler.

RACON 8: Rakı insan seçer, kadeh seçer ve içeninden adap ister.

RACON 9: Rakı adabına, erkanına, zamanına, mekanına göre içilirse şifadır.

RACON 10: Rakı sadece "içmesini bilenle" içilmelidir. Aksi takdirde keyif eziyete, sefa cefaya dönüşür.

RACON 11: Racon gereği masanın en genci sakilik yapar, büyüklere sakilik yaptırılmaz.

RACON 12: Mezenin hası muhabbettir.

RACON 13: Müzik olacak, meze olacak, muhabbet olacak, sebep olacak.

RACON 14: Sofrada hep aynı konuda kalınmaz, konu sık sık değişir. Her konudan küçük lezzetler alınır, hiçbir konu fazla uzatılmaz.

RACON 15: Rakıya başlamadan önce su katılmamış, bol zeytinyağlı cacık yenilmesi tavsiye edilir.

RACON 16: Yudum araları uzun tutulur, rakı fondip yapılmaz.

RACON 17: Rakı sofralarının tarzı çilingir sofrası, ölçüsü bir karafaki, yani iki duble rakıdır.

RACON 18: Rakıyı iyi tanımayan rezil, yeterince tanıyan vezir olur.

RACON 19: Meze, hiçbir zaman karın doyuracak yiyecekler değildir. Karın doyurmak ayrı bir zevktir.

RACON 20: Musuki ruhun, rakı muhabbetin gıdasıdır.

RACON 21: Durman gereken zamanı bileceksin, rakı masasından kalkınca yalpalamayacaksın.

RACON 22: Rakı masasında başka alkollü içecek içilmez.

RACON 23: Rakı masasına avuç içiyle ya da yumrukla vurulmaz, saygıda kusur edilmez.

RACON 24: Rakı kadehi boş durmaz. Masadan kalkarken bile dibinde biraz bırakılır ki kadehte nasibini alsın.

RACON 25: Şişeden kalan rakı, son damlasına kadar eşit paylaştırılır.

RACON 26: Rakı masasından zorda kalınmadıkça kalkılmaz. Masada uzun uzun telefonla konuşulmaz.

RACON 27: Rakıya musiki eserleri tat katar.

RACON 28: Rakı incecik rakı kadehinde, yoksa çay bardağında içilir.

bunlar biraz racon oldu ama varsın; olsun!

edit: el emeği göz nurudur. kopyala-yapıştır * değildir. *alıntı veyahut fikir alma babında bir yerlerden bakılmıştır, yazarın yorumuyla beraber okuyucuya sunulmuştur. yazar, evli ve 2 çocukludur. ayrıca yazar, ingilizce bilmektedir.*

ikinci edit: word'ten copy paste yapılmıştır. o yüzden anlamsız işaretler çıkmıştır. neandertala teşekkürlerimi bir borç bilirim tatlı dilli uyarısı için.

90 larda çocuk olmak

okudum, okudum; aramaya inandım yok kafam karıştı. en iyisi yazayım dedim.

tanım: seksenli yıllarda doğan, doksanlı yıllarda çocuk olan; unutulmayan ve tadı hâlâ damakta olan çocukluk anılarıdır. *
şimdi başlayalım:

-leblebi tozu unutulmayacak gibi değil. birkaç entryide söylenmiş. yalnız leblebi tozunu içine çekince ne öksürtüyordu birader yahu.
-plastik vampir dişleri: mahalle bakkallarında satılırdı. böyle ilk alındığında tozlu mozlu olurdu. yalnız, çocuksun, dinlemezsin öyle şeyleri. takıp dolaşırdık; salyalarımız aka aka.
-hepimiz karete yapmaya çalışırdık kara murat filmleri sayesinde. bir de sünetlik pijamasını giyip koltuktan koltuğa atlardım. hani böyle mavi, paçaları geniş ya o pijamanın. bir anda harbiden de kara murat benim idi.*
-burak kut'tan, tarkan'dan...vs. gördüğümüz amerikan tipi saç modelini mahalle berberi elini bir tas görevinde kullanarak yapardı. söylemesi ayıp sıçmık gibi olurdu. ama yine karizmaydı.
-böyle plastik bir çubuğun üstüne takılı bir fırıldak* vardı. avuç içine sıkıştırılır. sonra var gücünle elleri sürtermişcesine atardık. havadaki vuuu sesi hala sol kulağımda çınlar.
-he-man kılıcını unutmamak lazım. arkadaşların gözüne az sokmadık öyle şeyleri.
-mal gibi tweety'i tutardık.
-capri sun içmek statüydü.
-pipet ulaşılmaz bir fenomendi. olan evler şanslı evlerdi.
-kola nedir pek bilinmezdi. laf sokmak gibi olmasın turgut özal, işçilerin ebesini severdi o zamanlar.
-"maret macar salam". ne özenirdim la ben bu salama. sonra yedik bir dalgası yokmuş işin.
-kızlar, ayak bileklerine takılı bir plastik ipin ucundaki topu çevirerek üstünde atlarlardı. pek bir anlatamadım. hayal ediver bir zahmet.
-meeeemiş
donuna işemiş
annesi dövmüş
babası kızmış
meeeemiş

kızlar bu gufte eşliğinde ip atlarlardı. bizim psikolojimiz bu yüzden bozuk. hem memiş diye isim mi olur?
-kartaaalll vuruşuuuu. tsubasa o yıllar kardeşimizdi. sonra çabucak büyüdü abimiz oldu ama farketmez. topa, yerle dik açı yapacak şekilde bir bacağımız kaldırılır; öyle vurulurdu. dağlara taşlara giderdi o top. neyse.
-atan alır. dengesiz miydim bilinmez, hep ben olurdum o atan ve topu alan kişi.
-sütaş ayranın günlük sütleri yeni çıkmıştı. tek içimlik bilmem ne diye reklamları gezinirdi.
-jelibon mu? o ne gardaş? onun ismi yumiyumdur.
-misket veyahut bilye. böyle pıtır pıtır oynardık. "heee üttüm auuuaagoooaaım" diye salyalarımızı saçardık. hâlâ ütmek kelimesi nereden gelmiştir bilmem.
-nah çekmek modaydı o zamanlar. nah çeken şekil abi gibi gezinirdi mahallede.
-ışıklı spor ayakkabı olan "vayyy yavrum vayyy be" diye karşılanırdı. pille mi çalışırdı ki onlar? yoksa yüksek bir teknoloji mi vardır bilmem.
-şu atarideki ördek öldürme oyunu vardı ya silahla oynadığımız. oturup silahın içini açmıştım kurşun mu var diye. salakmışım ama makina mühendisi olacağım o zamanlardan belliymiş.
-sadece rize çaykur çay vardı. böyle sarı paket içinde. uzun süredir içmiyorum. bir ara alayım.
-bazılarımız siyah önlük giydi. ben, yaş itibari ile mavi önlük giyen nesle aitim.
-krem peynir kavramı yeni yeni çıkıyordu.
-tüpte çokokrem vardı. böyle ağzımıza sıkar; dişlerimizi bulardık onu. sonra salak salak sırıtırdık.
-"milkaaa doyulmaz tadınaaa isviçreli çikolataaaa" daha yeni tanıştık biz bu şarkıya o yıllar.
-kantinlerdeki sadece sütaş cam şişe ayran ve simit vardı.
-akülü arabaya özenilirdi.
-la mario ömrümüzü çürüttük senin avradı kurtaralım deyu.
-tombi vardı. böyle bifteklisi çıktığında ağzımızın suyu akmıştı. daha pahalıydı bifteklisi o zamanlar; sanki içinde harbiden et çıkacak da.
-beslenme çantasından fışkıran yumurta kokuları.
-oduncu gömleği. böyle kare kare. iğrenç renk uyumları.
-timberland'in klasik tipi ayakkabı giyerdik.
-ranza kültürü ile tanışmak.
-aboneyim abone; biletleri cebimde; ballı lokma tatlısı; aman hadi hayırlısı. ballı lokma tatlısını bir eskişehirli olarak çok geç öğrendim.
-booooozaaaaaa; booooozaaaaaa böyle dolaşırlardı eksiden sokaklarda.
-hıdırellezde yanan lastik üzerinden atlayıp. kaşın, gözün, yüzün is olup anneden sopa yemek.
-sabo terlikler.

duygulandım amokachi koyanzi. gözlerimdeki tomurcuk yaşlarla şu an bakınıyorum. hepsi memiş yüzünden. duygusal adam yaptı bizi vesselam.

türk erkekleri gitsin italyan erkekleri gelsin

zorunlu tanım: bir dişi yakarıştır. türk kızlarının evdeki bulgurdan olma ihtimalleri yüksektir. italyan erkeklerinin düşünceleri de italyan kızları gitsin türk kızları gelsin tarzı düşünüyorlarsa; müzakereler sonucu anlaşılınırsa; varsın, gidelim.

tanımda gördüğünüz gibi yazarın karşı çıkmama durumu vardır. neden mi?. cevabı basit. sadece böyle bir durumda 2 haftada geri çağırılacağımız için rahatız. biz döner miyiz?. orası belli değil işte.

şimdi...neden mi geri dönme çağrısı olacak. çünkü; italyanlar fetişizm denilen kavramla acayip içli dışlılardır. bayanlar da erkekler de fetişizm düşkünü oldukları için, onlar için fetişizm durumları normaldir. araştırmalara göre italyan erkekleri vajinal ve anal sekse fazla düşkün değiller-miş-. swingers yani, "eş değiştirme" olayı adamlarda normal bir şey. eş değiştirme olayını tanımlarsak; 2 evli erkeğin, eşlerini değiştirmesiyle yaşanan seks türü. adamlardaki kriterler de bir garip. büyük göğüs, bakımlı ayaklar ve eller, tüysüz koltuk altı ve temiz bir ağız, düzgün dişler. kısaca italyan erkekleri; göğüs ile mastürbasyon, hand job ve foot job denilen mastürbasyon çeşitleri, koltuk altıyla yapılan mastürbasyon *** ve oral sekse düşkünler. tabi bu durumları sevmeyen italyan erkekleri vardır. türklerden yok mu bu tür ilişkilere duyarlı olan; elbette var. yalnız, çoğul değil azınlık. hem türk erkeği olduğu gibi yetinir. yani zorlama ile bir foot job olayı yapar mı? pek zannetmiyorum. evlilik öncesi vajinal veyahut anal seksi**, büyük şehirlerdekiler ve istisnalar hariç, bulması zor olan bir toplumuz. ben çok mu meraklıyım gavur hatunlarına? hayır. karıya git "i love you" veya "i like you" de direkt yapıştırsın "fuck off" diye; sonra git "i wanna you" de gece yatağına girsin. ben türk'üm. saf kan türk olmasam da öyle hissediyorum en azından. ben aşk adamıyım. en azından böyle olmayı babamdan gördüm. bir çoğumuz cinselliği düşünsek de aşkı isteyen adamlarız. cinselliği istememiz belki * bastırılmış duygular ve oluşan yasaklar. yasaklar olmasa; evlilik öncesi en az cinsel ilişki yaşayan toplum oluruz. aramızda var tabiki kendi doğruları için yaşayanlar. onlarda haklı, kendisini istemediği birine neden aşık olsun. ben gidiyorum şimdilik. hem italyan hatunlar beni bekliyor. belki de birine aşık olurum...

evrim

--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=faRlFsYmkeY
--spoiler--